21 Şubat 2014 Cuma

Deliren Kelimelerim Var Benim !

                           Kimsesiz harflerin sahibiyim ben. Oraya buraya uçuşan, yolunu kaybeden, dışlanan, hor görülen ne kadar kelime varsa hepsi benim. Söylenmesi gerekip söylenemeyen, kiminin içine attığı, kiminin ise kendisine bile itiraf edemediği her cümlede varım. Çünkü ben, kendi içinde tutsak kalmış insanların çığlığıyım. Çünkü ben, en diptekinin gözünde oluşan o parıltıyım. Ve her ne kadar böyle asi olsa da ruhum, aslında haykırışlarım kendime bile ulaşmıyor bazen. Ben de yazıyorum. Güçlü kalmak için yazıyorum. Gözyaşlarım mürekkebimden hızlı dolduruyor satır aralarımı kimi zaman. En çok geceleri özlüyorum. Diğer tüm insanlar uyuduğunda ve ışıklar söndüğünde benim oluyor dünya. Yalnızlığımdan bir şey kaybetmiyorum da, istesem her şeyi kucaklayabilirmişim gibi geliyor. İstiyorum, olmuyor. İşte o yüzden en çok geceleri özlüyorum ve ne zaman çok özlesem biraz daha kırılıyorum. Kırıldıkça bir şeyler ölüyor sanki içimde. Kendimden bir şeyler kaybediyorum, kelimelerimden bir şeyler kaybediyorum. Kalem bile bir eğreti duruyor elimde. Yazdığım her yazı bir isyan olup çıkıyor ve kelimelerim de bana isyan ediyor. "Git gide rengi solan dünyandan neden pırıl pırıl yarınlara el sallamıyorsun?" diye kızgınlıkla soruyor üç beş harfi  yan yana getirdiğim sıradan bir sözcük. "Karamsarlıktan öleceksin"  diyor bir başkası. Ölmek bir yana dursun da, deliriyor muyum? Kelimelerimle konuşmaya başladım. Bunu düşünmemi bekliyormuş gibi cevabı yapıştırıyor diğeri, "Hayır, yalnızca çok özlüyorsun ve git gide kendinden vazgeçiyorsun." Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar ama yazılarımı hiçbir yere göndermeye niyetim yok. Yine de bir an için "Acaba kağıdı yırtsam susarlar mı?" diye sadistçe bir düşünceye kapılıyorum ama tabii ki yapmıyorum. Çünkü yazdıklarım benim en sağlam aynam. Sanırım bu yüzden, sarf ettiğim her yeni kelimede sanki sonsuz bir rüyadan uyanıyorum. Son zamanlarda oldukça karanlık olan gökyüzüm biraz biraz aydınlanıyor onlarla. İçimde dinmek bilmeyen çığlıklar, muzip, fısıltılı şarkılara dönüşmeye başlıyor hafiften. Galiba karamsarlık ruhumun tamamını kaplamadan yavaş yavaş kurtuluyorum ondan.Özlem mi? Ben cevap vermeden atılıyor yine yoğun duygularla yazdığım kelimelerimden biri: "İşte o daima içinde olacak."